duyuru için Arşiv"
Eki 12, 2014 - duyuru, gündem, tavsiye, yorum    Yorum Yok

#direnkayakoy

imageDaha önce dilim döndüğünce hikayesini anlatmaya çalıştığım Sanat Kamp‘a da ev sahipliği yapan Kayaköy yok edilmek isteniyor! Evet, ne kadar “uzatacağımı” bilmediğim “bu yazının tek cümlelik özeti bu!”

Henüz duymamış olanlarınız için Kayaköy’den kısaca bahsetmek gerekirse, Kayaköy, geçmişi antik Likya uygarlığına kadar uzanan (Karymlassos) Fethiye’ye 15 km, Ölüdeniz’e 7 km mesafede konumlanmış, tarihi, küçük bir yerleşim birimi. Sıcakkanlı insanı ve muhteşem doğası ile istisnasız yolu düşen herkese “eve dönüş hissi yaşatan” bu muhteşem yer, aslında insanlık adına ders alınması gerektiren oldukça hüzünlü bir hikayeye de ev sahipliği yapmakta… Lozan kararlarına istinaden Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan nüfus mübadelesi neticesinde, binlerce insanın evlerini terk ederek doğdukları topraklardan ayrılmak zorunda kaldığı Kayaköy, aradan doksan küsür yıl geçmesine rağmen tüm dünyaya savaşların ne derece gereksiz olduğu ve sonuçlarının nelere sebep olabileceğini ispatlayan bir anıtmışçasına korunarak günümüze kadar gelmiştir,

Bulanık suda balık avlamayı marifet sayan, dini-imanı para olan, ve hemen her konuda tükürdüğünü yalama konusunda uzmanlaşmış ülkem bürokrasisi, yapmış gene yapacağını ve son açıklanan Nazım İmar Planına göre Kayaköy’ü imara açmaya karar vermiş!
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından daha önce Kentsel Sit Alanı ve I. ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilen Kayaköy, imara açılarak ülke turizmine kazandırma bahanesiyle kim bilir kimlere “peşkeş çekilecek”!

Edep yahu, vicdan yahu…ayıp yahu!

Geçmişini satanın bir geleceği olamaz ve doğa kendisine yapılanı asla affetmez diyerek, aynı yeri ve göğü paylaştığımız tüm duyarlı insanları bu onurlu direnişe davet ediyorum.

Kayaköy Savunması Internet Sitesi

Eyl 14, 2014 - apple, duyuru, teknoloji, yorum    Yorum Yok

Apple’ın gözü cüzdanınızda!

applepie9 Eylülde yapılan Apple lansmanı teknoloji-severleri pek tatmin etmese de bence önümüzdeki bir kaç yıla damgasını vuracak devrimsel bir yeniliğin hayatımıza girmesi an meselesi…

Bu konudaki tespitlere başlamadan önce günümüz standart teknoloji kullanıcısının anlaşılmaz ve anlamsız reflekslerini iyi etüt etmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Garip bir şekilde günümüz teknoloji tüketicileri “birilerinin de gazıyla” kullandıkları ürünlerde “kullanıcı deneyimi ve ergonomiden ziyade” teknik özellik fetişizmine kapılmış durumda ve bu tutum da ürünlerinin tüm bileşenlerini kendi üretebilme (bakın tasarlama demiyorum!) ve dolayısıyla maliyet avantajı yaratabilme kudretine sahip “bazı” firmaların oldukça işine gelen sevimsiz,verimsiz, saçma sapan bir market dinamiği oluşmasına neden olmakta. Gün geçmiyor ki bu tarz firmaların, minor donanımsal farklara sahip yeni modelleri duyurulmasın. İnsanlar etik olmayan bir şekilde sadece  daha hızlı grafik işlemci yada hiç bir zaman kullandıkları Mobile OS tarafından utilize edilemeyecek olan daha fazla CPU Çekirdeği için yeni (yenilikçi değil!) mobil cihazlara yöneltilmekte…hem saçma hem israf…hem de ayıp!

Neyse, Apple lansmanına dönecek olursak;

Artık phablet sınıfında bir ucubeye dönüşmüş olan Iphone 6 Plus (5.5 inch) ve müşterilerin yoğun ısrarları sonucu “klasik iphone çizgileri dışına çıkmış olan” Iphone 6’yı (4.7 inch) tasarım anlamında kesinlikle beğenmedim. Uzun yıllardır Apple ürünlerini beğenek kullanan ve Sir John Ive’nin Braunvari ve her biri sanat eseri olan minimalist çizgilerinin sıkı bir hayranı olan bünyem, bu hormonlu iphone ailesini pek de benimseyemecek muhtemelen…
Aylar öncesinden internete ıszmış tasarımın neredeyse tamamen aynısı olarak piyasaya sürülecek olan ve çinli kardeşlerimiz tarafından oldukça gerçekçi taklitleri bir süredir ülkemizde satışa sunulmuş olan bu cihazlar, “bence” görünüş olarak gelmiş geçmiş en kötü iphone serisi…

Fakat, yiğidi öldürelim ama hakkını teslim edelim,

Apple gene yapacağını yapmış ve gözünü bu sefer cüzdanımıza dikmiş! Yanlış anlaşılmasın, kastettiğim hormonlu iphone ailesinin fahiş seviyedeki yüksek fiyatı değil! Apple’ın lansmanda duyurusunu yaptığı yeni nesil ödeme sistemi olan ApplePay!

ApplePay fikir olarak kesinlikle öncü değil, en büyük rakibi Google’ın Wallet  gibi primatif bir çözümü yıllardır piyasada olmasına rağmen ve genel kabul görmüş bir mobil ödeme sisteminin “henüz” piyasa bulunmaması tespiti üzerine kurgulanmış oldukça iddialı bir insiyatif.

Bu konuda dersine oldukça iyi çalıştığını düşündüğüm Apple,  NFC, TouchID (Apple’ın 5S ile duyurduğu parmak izi kontrol mekanizması), kart bilgilerini üzerinde tutmaksızın (tokenization metodu ile) çalışan ve sistemin kalbini oluşturan Gömülü Güvenlik Elementini (Secure Enclave SOC) bir süredir hayatımızda olan elektronik cüzdan uygulaması Passbook ile kusursuz şekilde entegre ederek şimdiye kadar bir market oluşturacak olgunluğa ve yaygınlığa ulaşamamış mobil ödeme pazarını tamamen penetre etmeyi ve kredi kartı kullanımını farklı bir deneyime dönüştürmeyi hayal etmekte…göreceğiz!

Para harcama şeklimizin değişmesi anlamına gelen bu çılgın proje şimdiden VISA, MasterCard, AMEX ile yapılmış olan işbirliktelikleri ve Citibank, Bank of America, Wells Fargo, JP Morgan Chase, American Express, CapitalOne gibi dünya devlerinden tam destek almış durumda. Başlangıçta aralarında Nike, McDonalds, Macy’s,Subway, Sephora, Toys’R’us, Wallgreens gibi yaygın zincirlerin de bulunduğu 220 bini aşkın yerde ve Applestore, Itunes gibi Apple servislerinde  kullanılmaya başlanılması planlanan ApplePay’in 2014 yılı içerisinde (muhtemelen Ekim sonu)  son kullanıcıların hizmetine sunulması planlanmakta. (önce Amerika pazarında)

Buraya kadar sıkılmadan okuyanların, peki ya AppleWatch dediğini duyar gibiyim;

ApplePay ile kusursuz entegrasyonu, sağlık ve egzersiz uygulamalarını başarılı bulduğum cihaz,  biraz süslenmiş kordonlu bir ipod nanodan çok da fazla farkı yokmuş gibi durmakta ve bence “henüz” tam anlamıyla hazır değil! Fiziksel olarak dokunmadan ve bir sonraki jenerasyonunu görmeden yerden yere vurmak adil olmayacağı için AppleWatch hakkında sükunetimi korumayı ve daha az yorum yapmayı tercih ediyorum,

Ama;

…hergün saat mi şarj edilirmiş!?

(üfff, gene çenemi tutamadım!)