…hepiniz oradaydınız be olm!?
Mutlak güç isteyen her düzen, ilk baÅŸta medyayı sindirir sonra da eÄŸitim sistemini deÄŸiÅŸtirir…itirazı olan!! Yakın siyasi tarihe bakacak olursak, dünya üzerinde iktidara gelen her faÅŸist dikta, silahlı gücü ele geçirdikten sonra istisnasız hep bu ÅŸekilde davranmıştır! Bundan dolayıdır ki ilk Hasan Mutlucan türküleri ile öğrendik “o bizi özgürleÅŸtiren!” darbeleri ya da doÄŸruları duymaya en çok ihtiyaç duyduÄŸumuz anlarda radyolarımız sustu, ekranlarımız karardı, gazetelerimiz toplatıldı, internet yasakları giriverdi hayatımıza. Oysa geçmiÅŸimiz, halkına doÄŸruları anlatmaya çalışırken öldürülen, hapislere atılan, temelsiz kovuÅŸturmalara maruz bırakılıp korkutularak, susturulmaya çalışılan onurlu, gururlu bir medya geleneÄŸine dayanıyor… E tabi zaman deÄŸiÅŸti, bizim medya da deÄŸiÅŸti!!!… O susmadığı için katledilen dik duruÅŸlu gazetecilerin mirasını hunharca yedi bitirdi her devrin adamı olabilen bazı satılık kalemler. MaÅŸallah! Dönem medya neferlerinin çoÄŸu, halkının sesi olmak bir yana, hepimizin gözüne perde, kulaklarına tıkaç olmakta! Kalan azınlık da acıdır ki bu ÅŸerefsizliÄŸe ses çıkaramamakta! (dost acı söyler). Havuz medyasının ısmarlama haberlerle beynimizi patates püresine çevirme çabasına, bize dayatılan çakma ve kurgulanmış gündemlere ise deÄŸinmek bile istemiyorum bu yazıda!
Birilerinin piyonu olmaktan bir türlü vazgeçemeyen ve her daim halkını aptal yerine koyma konusunda ısrarcı medyamız bugünlerde biraz dardaymış. Serzenişlere kulak verecek olursak, medyaya baskı ve tehditler gitgide artmaktaymış ülkemizde. Mesela;
Cem Küçük, Ahmet Hakan’ı tehdit etmiÅŸ…!!!
Hürriyet Gazetesi Saldırıya uğramış..!!!
DoÄŸan grubu yayınları hakkında soruÅŸtuma baÅŸlatılmış!!!…
Zaman gazetesi yazarları paralelci oldukları iddiası ile tutuk altındaymış!!!…
İnsanın içi parçalanıyor, Ahh yazıık! Vahh vahhh….
Üzgünüm ama, “hukuk, guguk olurken sesini çıkarmayan” , “susma, sustukça sıra sana gelecek!” diye sokaklarda yırtınırken bizleri görmezden gelenlere, bu yaÅŸananlar az bile. Kendisine yapılan her haksızlıktan, en az bu olayların müsebbibleri kadar mesuldür Türk medyası… Zira, tarafsız, adil ve cesur olamayıp daha düne kadar aleni ÅŸekilde adaletsizliÄŸe göz yumdu, sustu ve çoÄŸu zaman taraflı yayınlarla insanları kandırdı…? Yanlış anlaşılmasın, Muhakkak ki medya kutsaldır, dokunulmazdır…taa ki görevini tam olarak yerine getirdiÄŸi, tarafsız olabildiÄŸi müddetçe!
Hadi biraz hafızalarımızı tazeleyim ve sevgili mağdur medyamıza bazı sorular yöneltelim;
– Çok deÄŸil, daha 2 yıl önce sokaklarda yaÅŸanan toplumsal baÅŸkaldırıya karşı objektif habercilik yaptınız mı yoksa birilerinin maÅŸası mı oldunuz?
– KabataÅŸ olayları ve camide içki içildi yalanlarını uydurup (ya da uyduranlara uyup), polis ÅŸiddetini legalize ettiniz mi? Bu ve benzeri manipulatif haberlerinizle kitleleri birbirine düşman etmiÅŸ olabilir misiniz?
– İktidarın dümen suyuna gitmek adına muhalif her sesi kısıp, iktidar çığırtkanlığı yaptığınız zamanlar oldu mu?
– Yargıya el konulurken ses çıkarmayıp, kurgulanmış davalarla kurumların tasfiyesine ses çıkartmadığınız doÄŸru mudur?
– Halkınız sokaklarda sinek gibi ezilirken, gazlanıp, dövülürken hiç “Penguen Belgeseli” yayınladınız mı?
– Bir gün kendi yarattığınız canavarın, dönüp dolaşıp size de musallat olacağı aklınıza gelir miydi?
Aramıza hoş geldin medya kardeş, başına gelmeden önce ne güzel susuyor, sadece işine gelenleri konuşuyordun! Hani, şimdi dövünüyorsun ya, bütün bunlar olurken hepiniz oradaydınız be olm!