Siz, var…Papazı bulmak…uggh!
Bugün , Emil Gustav Friedrich Martin Niemöller‘den bahsetmek için doÄŸru bir gün! Hayır kendisi Brezilya’yı kevgire çeviren Alman milli takımının Acar Santraforu ya da festivalde gösterime girecek sıkıcı bir sanat! filmindeki müthiÅŸ performansı ile göz dolduran, gelecek vadeden küçük sinema oyuncusu deÄŸil!
Efendim, Emil Gustav Friedrich Martin Niemöller yani kısaca Martin Nienmöller bir papaz, bundan yaklaşık 75-80 yıl öncesinin Nazi Almanyasında yaÅŸamış bir Papaz! Gariptir ki (ve de ironik) baÅŸlarda koyu bir Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi (Nationalsozialistiche Deutche Arbeiter Partei) seçmeni olan Nienmöller, Nazilerin, kiliseyi kontrol alma niyetlerini farkedince, Bekennende Kirche diye bilinen ve Protestan Kilisenin Nazi kontrolüne girmesine karşı mücadele eden bağımsız kilisenin baÅŸ temsiliÄŸi görevini üstlenmiÅŸ ve Nazi karşıtı bir direnişçiye dönüşmüştür. 1937’de Naziler tarafından tutuklanıp, toplama kamplarına gönderilen Nienmöller’i unutulmaz kılan ise,  geçmiÅŸte düştüğü gaflet anlarına dair piÅŸmanlıklarını dile getirdiÄŸi sözleridir;
Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım;
…çünkü komünist deÄŸildim.
Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım;
…çünkü sosyal demokrat deÄŸildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, gene bir şey söylemedim;
…çünkü sendikacı deÄŸildim.
Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı!
Tarihin en unutulmaz özdeyişlerinden biri olan bu söylem, günümüzde basına özgürlük nidaları atan, -bir dönemin tetikçi kalemlerinin- de içinde bulundukları durumu pek güzel özetlemektedir.
Geçmişte pek çok noktada yolları kesişmiş iki şeyin birbirine paralel olması saçmadır diyor ve bugün yaşananların, zamanında onurlu, tarafsız, adil olamayanlar ve yaşananlara sessiz kalıp, kıs kıs gülenler için ders olmasını diliyorum!
…yiyin birbirinizi ete para vermeyin!