#direnkayakoy
Daha önce dilim döndüğünce hikayesini anlatmaya çalıştığım Sanat Kamp‘a da ev sahipliği yapan Kayaköy yok edilmek isteniyor! Evet, ne kadar “uzatacağımı” bilmediğim “bu yazının tek cümlelik özeti bu!”
Henüz duymamış olanlarınız için Kayaköy’den kısaca bahsetmek gerekirse, Kayaköy, geçmişi antik Likya uygarlığına kadar uzanan (Karymlassos) Fethiye’ye 15 km, Ölüdeniz’e 7 km mesafede konumlanmış, tarihi, küçük bir yerleşim birimi. Sıcakkanlı insanı ve muhteşem doğası ile istisnasız yolu düşen herkese “eve dönüş hissi yaşatan” bu muhteşem yer, aslında insanlık adına ders alınması gerektiren oldukça hüzünlü bir hikayeye de ev sahipliği yapmakta… Lozan kararlarına istinaden Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan nüfus mübadelesi neticesinde, binlerce insanın evlerini terk ederek doğdukları topraklardan ayrılmak zorunda kaldığı Kayaköy, aradan doksan küsür yıl geçmesine rağmen tüm dünyaya savaşların ne derece gereksiz olduğu ve sonuçlarının nelere sebep olabileceğini ispatlayan bir anıtmışçasına korunarak günümüze kadar gelmiştir,
Bulanık suda balık avlamayı marifet sayan, dini-imanı para olan, ve hemen her konuda tükürdüğünü yalama konusunda uzmanlaşmış ülkem bürokrasisi, yapmış gene yapacağını ve son açıklanan Nazım İmar Planına göre Kayaköy’ü imara açmaya karar vermiş!
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından daha önce Kentsel Sit Alanı ve I. ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilen Kayaköy, imara açılarak ülke turizmine kazandırma bahanesiyle kim bilir kimlere “peşkeş çekilecek”!
Edep yahu, vicdan yahu…ayıp yahu!
Geçmişini satanın bir geleceği olamaz ve doğa kendisine yapılanı asla affetmez diyerek, aynı yeri ve göğü paylaştığımız tüm duyarlı insanları bu onurlu direnişe davet ediyorum.