…hepiniz oradaydınız be olm!? |
Eyl 19, 2015 - gündem, yorum    Yorum Yok

…hepiniz oradaydınız be olm!?

CCFD529B-042B-4C73-AAC7-0FB64BB65D17Mutlak güç isteyen her düzen, ilk başta medyayı sindirir sonra da eğitim sistemini değiştirir…itirazı olan!! Yakın siyasi tarihe bakacak olursak, dünya üzerinde iktidara gelen her faşist dikta, silahlı gücü ele geçirdikten sonra istisnasız hep bu şekilde davranmıştır! Bundan dolayıdır ki ilk Hasan Mutlucan türküleri ile öğrendik “o bizi özgürleştiren!” darbeleri ya da doğruları duymaya en çok ihtiyaç duyduğumuz anlarda radyolarımız sustu, ekranlarımız karardı, gazetelerimiz toplatıldı, internet yasakları giriverdi hayatımıza. Oysa geçmişimiz, halkına doğruları anlatmaya çalışırken öldürülen, hapislere atılan, temelsiz kovuşturmalara maruz bırakılıp korkutularak, susturulmaya çalışılan onurlu, gururlu bir medya geleneğine dayanıyor… E tabi zaman değişti, bizim medya da değişti!!!… O susmadığı için katledilen dik duruşlu gazetecilerin mirasını hunharca yedi bitirdi her devrin adamı olabilen bazı satılık kalemler. Maşallah! Dönem medya neferlerinin çoğu, halkının sesi olmak bir yana, hepimizin gözüne perde, kulaklarına tıkaç olmakta! Kalan azınlık da acıdır ki bu şerefsizliğe ses çıkaramamakta! (dost acı söyler). Havuz medyasının ısmarlama haberlerle beynimizi patates püresine çevirme çabasına, bize dayatılan çakma ve kurgulanmış gündemlere ise değinmek bile istemiyorum bu yazıda!

Birilerinin piyonu olmaktan bir türlü vazgeçemeyen ve her daim halkını aptal yerine koyma konusunda ısrarcı medyamız bugünlerde biraz dardaymış. Serzenişlere kulak verecek olursak, medyaya baskı ve tehditler gitgide artmaktaymış ülkemizde. Mesela;

Cem Küçük, Ahmet Hakan’ı tehdit etmiş…!!!

Hürriyet Gazetesi Saldırıya uğramış..!!!

Doğan grubu yayınları hakkında soruştuma başlatılmış!!!…

Zaman gazetesi yazarları paralelci oldukları iddiası ile tutuk altındaymış!!!…

İnsanın içi parçalanıyor, Ahh yazıık! Vahh vahhh….

Üzgünüm ama, “hukuk, guguk olurken sesini çıkarmayan” , “susma, sustukça sıra sana gelecek!” diye sokaklarda yırtınırken bizleri görmezden gelenlere, bu yaşananlar az bile. Kendisine yapılan her haksızlıktan, en az bu olayların müsebbibleri kadar mesuldür Türk medyası… Zira, tarafsız, adil ve cesur olamayıp daha düne kadar aleni şekilde adaletsizliğe göz yumdu, sustu ve çoğu zaman taraflı yayınlarla insanları kandırdı…? Yanlış anlaşılmasın, Muhakkak ki medya kutsaldır, dokunulmazdır…taa ki görevini tam olarak yerine getirdiği, tarafsız olabildiği müddetçe!

Hadi biraz hafızalarımızı tazeleyim ve sevgili mağdur medyamıza bazı sorular yöneltelim;

– Çok değil, daha 2 yıl önce sokaklarda yaşanan toplumsal başkaldırıya karşı objektif habercilik yaptınız mı yoksa birilerinin maşası mı oldunuz?

Kabataş olayları ve camide içki içildi yalanlarını uydurup (ya da uyduranlara uyup), polis şiddetini legalize ettiniz mi? Bu ve benzeri manipulatif haberlerinizle kitleleri birbirine düşman etmiş olabilir misiniz?

– İktidarın dümen suyuna gitmek adına muhalif her sesi kısıp, iktidar çığırtkanlığı yaptığınız zamanlar oldu mu?

Yargıya el konulurken ses çıkarmayıp, kurgulanmış davalarla kurumların tasfiyesine ses çıkartmadığınız doğru mudur?

– Halkınız sokaklarda sinek gibi ezilirken, gazlanıp, dövülürken hiç “Penguen Belgeseli” yayınladınız mı?

– Bir gün kendi yarattığınız canavarın, dönüp dolaşıp size de musallat olacağı aklınıza gelir miydi?

Aramıza hoş geldin medya kardeş, başına gelmeden önce ne güzel susuyor, sadece işine gelenleri konuşuyordun! Hani, şimdi dövünüyorsun ya, bütün bunlar olurken hepiniz oradaydınız be olm!



Yorum Bırakın