Eyl 19, 2012 - inceleme, mekan, tavsiye, tiyatro    Yorum Yok

Tavsiye: Kumbaracı50

Taksim Kumbaracı Yokuşu 50 numarada ikamet eden, Altıdan Sonra Tiyatro ve diğer bağımsız oyuncuların “genelde muhalif olarak nitelendirilen (nedense!)” oyunlarını sergilediği ve Türkiye’de güzel şeyler de oluyor diye düşünmemize vesile olan şirin sahne…

Sahne, pek çoğumuzun ilk kez dikkatini medyada oldukça  tartışılan “Yala Ama Yutma”  oyunu ve Beyoglu Belediyesi tarafından eksikleri gerekçe gösterilerek kapatılmasıyla çekmiş olsa da, tüm zorluklara ve engelleme girişimlerine rağmen 2 yıldır ara vermeksizin sürdürdükleri düzenli/düzeyli paylaşımları ile tüm gerçek tiyatro severlerin haklı sevgi ve saygısını kazanmıştır. 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’un ironik şekilde 2010 yılı içerisinde kapatılan bu güzide sahnesinde mutlaka bir oyun izlemenizi ve  “DUVARDA ÇİVİN OLSUN!” sloganıyla “EL BİRLİĞİ” ile tasarlanan “KUMBARACI50 DESTEK PROJESİ” ne katılmanızı şiddetle öneririm.

Aylık Program

İletişim:

Pazartesi – Cumartesi: 16:00 – 20:30
Pazar: 11:00 – 12:30212 243 50 51 / 532 255 55 80
Biletler Biletix ve Kumbaracı50’de

Nasıl Gidilir?

İstiklal Caddesin’de Richmond Otel ve Lebon Pastanesi arasından Kumbaracı Yokuşuna girilir. Yokuştan inerken sağda Leb-i Derya ve Alaylı Kafe’yi geçince az ileride solda…50 numara yer!

 

Eyl 18, 2012 - dizi, inceleme, tavsiye    2 Yorum

REVOLUTION: …ya cereyan kesilirse!

Yazıya öncelikle yorum ya da eleştiri yazabilecek seviyede “hard-core”  bir dizi izleyicisi olmadığımı, hatta yerli-yabancı hiç bir diziyi hakkını vererek takip etmediğimi belirterek başlamak pek de yanlış olmayacaktır…(yazar, burada beklentiyi düşük set ediyor! )

Benim Revolution ile tanışmam tamamen tesadüfi bir şekilde oldu. Çok sevdiğim bir arkadaşımın yoğun ısrarı ve onu kıramamam neticesinde bir bakmışım ki pilot bölümü izleyivermişim ve internette harıl harıl henüz yayınlanmamış ikinci bölümü aramaktayım!…Neyse, girizgahı fazla uzun tutmayıp konuyu dağıtmadan biraz da diziden bahsedelim;

Revolution’ı kısaca, “Lost ile efsane olup milyonların sonsuz kredisini kazanan ve yıllardır birbiri ardına yaptığı vasat yapımlarla da, bu bitmek bilmez kredisini bonkörce harcamakta olduğuna inandığım efsane yapımcı JJ. Abrams’in yeni bilim kurgusu  olarak tanımlayabiliriz (bence dogrusu kurgu-bilim ya neyse!)…”

Dizinin tanıtımlarından ve izlediğimiz pilot bölümünden anladığımız kadarıyla konu;

“Dünyada  elektrik ile calışan tüm sistemler sistemler  ve buna bağlı enerji kaynakları “sebebi açıklanamayan” bir nedenden ötürü devre dışı kalır ve modern hayat düzeni iflas eder…işte güzide dizimiz bu sıradışı olayın (The Big Blackout) üzerinden 15 yıl geçtikten sonraki yaşanan ilginç olayları “bir JJ.Abrams klasiği olduğu üzere” bol bol flashbacklerle süsleyerek biz masum izleyicilere aktarmakta ve bizi aydınlatmaktadır (Allah razı olsun!)”

İlk bakışta konu her ne kadar pek sıradışı değilmiş gibi görünse de, doğru işlenmesi ve seyirci tarafından kabullenilmesi durumunda Revolution en az bir kaç sezon izlenebilecek potansiyele sahip, eğlenceli ve sürükleyici bir yapıma dönüşebilir. Lost kadar uzun soluklu ve başarılı bir yapım olabilme ihtimalinin zayıf olduğunu düşünsem de, özellikle ilk sezonların izlemeye değer ve sürükleyici olacağı kanaatindeyim…(tabii yeterli ilgiyi görüp, çekilmeye devam ederse!)

–spoiler–
Madem elektrik yok, viskine nasıl buz atıyorsun be Monroe Başgan!..

Ablaya dikkat! (bkz: Tracy Spiridakos)

İzlerken yanınızda mutlaka vanilyalı dondurma bulundurun

Arada gidin buzdolabınızı kucaklayın, saç kurutma makinanızı falan öpün…halinize şükredin!
–spoiler–

İzleyip de beğenmeyen sevgili okurlar lütfen bu yazıya cok fazla olumsuz yorum yazmayın e’mi?!! Eş-dost falan  hep takip ediyor buraları…valla!

İyi eğlenceler…

Sayfalar:«1...6364656667686970»