Shibumi
“İnanılmaz ölçüde karışık ve özgün bir roman kahramanı Nicholai Hel. Yarı Rus, yarı Alman asıllı koyu bir Amerikan düşmanı. Şanghay’da doğmuş, bir Japon generali tarafından büyütülmüş; bir Japon bilgesinden de ‘Go’ oyunu öğrenmiş. Bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. Plastik kartla ya da kurşun kalemle bir insanı rahatlıkla öldürebilecek ustalıkları da edinmiş. Üstün düzeydeki ‘yakın algılama’ yeteneği yüzünden fotoğrafı bile çekilemeyen bu profesyonel terörist avcısı, terörcü, korkusuz mağaracı, yenilmez savaşçı ve gerçek feylesof, günün birinde emekli olarak yaşadığı şatosundan çıkıyor; amansız ve acımasız bir dövüşe katılmak üzere…”
Travenian’in Shibumi’sinin önsözü Belkis Çorakçı’nın yukarıdaki cümleleriyle başlar ve sizi geceler boyu uykusuz bırakacak 445 sayfalık muhteşem bir serüvenin icine cekiverir…Şaşırtıcı bir kitap, şaşırtıcı bir yazar, şaşırtıcı bir kahraman
Dürüst olmak gerekirse yaklaşık 10 yıl önce kitabı ilk okuduğumda, “Shibumi gerçekten bir baş yapıt mı, yoksa yazarının kitaplarındaki kahramanları kadar gizemli hayatı mı kitabı bu kadar ilgi çekici yapmaktadır sorusuna net cevap verememiştim…tek hatırladığım, o yıllarda “çocuk olmamama rağmen” ben de bu kitabı okuyan pek cok kişi gibi zaman zaman sanal alemde takma adımı Nicholai Hel (nikko) yapmış, en az benim kadar acemi arkadaşlarımla beraber saatlerce GO oynamıştım. Kısacası kitaptan oldukca etkilenmiştim.
Tesadüf eseri yakın zamanda kitabı tekrar okuma firsatım oldu ve uykusuz geceler “yeniden” başladı. “Öğütler ancak öğüt verene yararlıdır, o da vicdanındaki yükü hafiflettiği için” gibi hastası olduğun özlü sozler barındıran bu müthiş sürükleyici ve özenilmiş Travenian kitabını sıradan bir macera/aksiyon romanı olarak değerlendirmemeniz dileğiyle.
Tavsiye ediyorum…Okuyunuz, okutunuz…
Trevenian’ın Katya’nın yazı kitabını tavsiye ederim.
okumuş ve çok sevmiştim Mine…Ada’yı öptüm kocaman..;)