anı için Arşiv"
Eyl 18, 2012 - anı, deneme    Yorum Yok

is..tanbul

90’ların sonlarıydı… İstanbul’u yoğun, pis bir sis kaplardı kasvetli kış günlerinde. Şehrin üzerine kara bir bulut gibi çöker, çocuklara ve astım hastalarına “yavaş yavaş öleceksiniz!” dercesine soğururdu tüm oksijeni hatırlar mısın? Gençliğimize , bitmek bilmez enerjimize rağmen boğulur gibi olurduk, pek çaktırmasak da gözlerimiz yaşarırdı çoğu zaman – Kemalettin Tuğcu okurcasına!….Genizlerimizde o acı yanmaları hissettiğimizde aslında iyi bilirdik ki, ölmekteyiz her nefeste. Biraz da çocuksu bir öfkeyle, isyan ederdik tanrının daha önceleri futursuzca aldığımız nefeslerin hesabını tek tek soruyor olmasına, “sindiremediği bir tokat yemis küçümen acziyetiyle”

Güzel olan;

O zorlukla nefes aldığımız, yarı sarhoş gezdigimiz günlerde bile o kadar emindik ki yağmurların gene ıslatacağına, rüzgarların delicesine esip , bir bahar sabahı silip götüreceğine o kara peçeyi.

“kaygısızca nefes alabileceğimiz güzel günlerin hatrına daha da bir derin içimize çekerdik istanbul’u… bitmeyen bir inatla…”

2007

Ağu 16, 2012 - anı, deneme    Yorum Yok

…bir kayıp adam

Pazar sabahı keyifli bir kahvaltının ardından Sariyer’e doğru pedal basmaya karar vermistik…Evden çıkalı henüz bir kaç yüz metre olmuştu ki, karşımdan gelmekte olani yaşlı bir amcanın el-kol hareketleriyle durmak zorunda kaldım…Gözleri yaşlı, 65-70 yaşlarındaki bir amca bana doğru seyirtti, sanki öz oğlu/torunuymuşumcasına hasretle boynuma sarıldı, boğazına hıçkırıklar düğümlenerek bu yazıya konu olacak hikayesini anlatmaya başladı;

“eski bir bisikletçiymis…şampiyonmuş…”

Titrek elleriyle cebinden bir tomar fotoğraf çıkardı…fotoğrafların hepsinde genç ve yakışıklı bir delikanlının açık ara önde götürdüğü bisiklet yarışlarından sararmış kareler vardi. Legnano’ymuş Muharrem Amca’nin bisikleti..Makedonya/Üsküp’te birinci oldugu yerel yarışmanın rekoru ise o gün bugündür kırılamamış…

Yaklaşık 15 dakikalik Türk Kahvesi tadındaki sohbetimizin ardindan, “Allah tekerinize taş değdirmesin çocuklar, benim için de pedal basın diyerek başını öne eğdi zira kalça kemiği kırıldıktan sonra binemez olmuş bisiklete şampiyon… Son bir kez tebessümle yüzümüze ve onun zamanının çok ötesi donanımlara sahip bisikletlerimize özlemle baktı…Tam vedalaşmak üzereyken hafifçe omuzuma dokundu ve titrek bir sesle “bekle” dedi…O koca fotoğraf tomarından en değerli parçayı yani Üsküp’teki şampiyonluğunu ölümsüzleştiren belki de tek belge olan sararmış fotoğrafını bana uzatti…ve kendinden emin fakat kısık bir sesle “al bunu” dedi…Arkasını dönüp yavaş yavaş uzaklaşırken, ilk karşılaşmamızdaki bastonuna dayanarak zor ayakta durabilen ihtiyar gitmiş, yerine her türlü sonucu olgunlukla karşılayabilen bir sporcu mağrurluğuna sahip gerçek bir şampiyon gelmişti…sessiz ve yavaş adımlarla kabalığa karışarak kayboldu…

2007

Sayfalar:«1234567891011