yorum için Arşiv"
Tem 13, 2014 - gündem, yorum    Yorum Yok

…hadi Melda saf, ya siz?

devekusuSon bir kaç haftadır ülke gündemi, çirkin, az zeki, zengin bir ergenin “biz fakirler” ile ilgili saçma tespitlerini içeren videoları ile çalkalanmakta. Hanım kızımız!, baba parasıyla bindiği Porsche’sinden “daha iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz şekilde”  fakirler ölsün minvalinde bir şeyler zırvalıyor ve komik olan, “ben dahil”  tüm ülke fakirleri bu az gelişmiş yaşam formunun söylediklerini ciddiye alıp, cevap vermeye çalışıyoruz…yanlış, çok yanlış!

Şimdiye kadar yediklerindendir, yaşı küçük, aklı ermez diyelim ve Melda Hanım’ın saflığına verelim bütün yaptığı saçmasapanlıkları  ve çuvaldızı ona köklemeden önce, iğneyi biraz kendimize batıralım;

Vallahi söz veriyorum, aramızda kalacağına, ama gerçekten çok merak ediyorum bazı şeyleri;

Kaçımız bırakın ortamlarda sesli olarak dile getirebilmeyi, cevaplarını dahi düşünmeye cesaret edebiliyoruz aşağıdaki soruların?

İŞİD tarafından kaçırılan rehinelerin özgürlükleri,  “acaba cumhurbaşkanı adaylarımızdan herhangi birinin son dakika kozu” olabilir mi? (Bakın, herhangi birinin diyorum!)

– Hakkındaki onca yolsuzluk iddialarına rağmen hangi tür bir siyasetci, kendini aklama çabasına girme yerine “halkını salak yerine koyarak” daha üst bir makam için aday olabilir?

– Ekmeleddin İhsanoğlu kimdir, 1 ay öncesine kadar adını biliyor muyduz?

– Tırların içinde ne vardı?

– sn. İhsanoğlu’nun adaylığı CHP’nin yerel seçimlerdeki cemaat desteğine berdeli olabilir mi?

– Neden çevrendeki hemen herkes gibi özellikle konu siyaset olunca fikir beyan edemiyorsun? Korkuyor musun? Kimden? Neden?

– Soma nerededir? Somali mi, Somalı mı?

– Ankara yerel seçim sonuçları ne oldu?

THY uçakları ile Nijerya’ya yasadışı şekilde silah sevkiyatı yapıldığı iddiası ne kadar doğrudur?

– Brezilya nasıl 2 maçta 10 gol yer?

– Ekmek ne kadardır?

– “Vermicem, vermicem!” diyen kızın facebook adresi nedir?

– Deniz Feneri?

– Ali İsmail Korkmazdı, ya sen?

telekinezi, jöle, böcek, plebisit, işid, esed, toki, balyoz, ergenekon, şike, sıfırlamak, başkan, yarı başkan, twitter, fışkiye, ösym, paralel, kavas, gavat, deve, apron, bedevi, rüşvet, tape, sandık, trafo, kedi, oy, koy, ampul, kürtaj, tır, penguen, taraf, karaf, sarraf, soma, toma, poma, puma, kuma…ve daha binlerce şey!!

Ulan hadi Melda saf, anlamıyor, sorgulamıyor!

…ya sen, ya ben!

Haz 8, 2014 - anı, gündem, yorum    Yorum Yok

TÜBİT-AK ve Bilim ve Teknik…

imageDaha 10’lu yaşlarımın başlarında, “sevdiğim çok az şeyden biriydi” her kelimesini defalarca okuduğum Bilim ve Teknik Dergisi… ve evet o dönemlerde ülkemizde internet yoktu!

Henüz ilkokul öğrencisi olan bir çocuğa bile bilimi ve teknolojiyi sevdirebilecek kadar garip bir havası vardı derginin ve kesinlikle sürükleyici bir dile sahipti. İçeriği anlaşılabilir, konuları eğlenceli ve bilgi olarak oldukça doyurucu, keyifli bir dergiydi Bilim ve Teknik. Şimdi düşünüyorum da pek çok arkadaşımın futuristlik olarak tanımladığı öngörülerimin, teknolojiye olan ilgimin ve hemen her konudaki “zaman zaman sıkıcı olabilecek detaydaki lakırdılarımın” temel nedeni kuvvetle muhtemeldir ki çok küçük yaşlarda aralıksız takip ettiğim, onlarca mektup arkadaşı edindiğim bu güzide yayın olsa gerek…

O kadar eğlenirdim ve şaşırırdım ki öğrendiklerime! Çoğunlukla, bir sonraki sayıyı beklerken eski sayıları tekrar tekrar okurken buluverirdim kendimi…

En büyük dertlerim arasında;
Yıldızların nasıl binlerce yıl önceki halini gördüğümüzü anlamaya çalışmak, kendi yoğunluğu altında ezilen ve “karadeliğe dönüşen” gök cisimleri, mantarlar ve funguslar üzerine dergide yazısı çıkmış bir profesöre “mektup arkadaşı olarak” ne cevap yazacağımı düşünmek, Emrehan Halıcı’nın 3 hamlede nasıl mat etmeli temalı bulmacalarına cevap aramak ve anagramlarda kaybolmak gelirdi! …bir çocuk için garip ve değişik zevklerim varmış sanırım!

20 li yaşlarımın ilk yarısında dergiyle ilişkimiz biraz sarsılmaya başlamıştı, kalıp olarak büyüyen ama içerik olarak inceldikçe incelen bir dergi vardı artık piyasada… Sadece dikkatli gözlerin ve uzun süredir takip edenlerin farkedebileceği bir dönüşüm başlamıştı dergide, görseller büyümüş, içerik sıkıcı hale gelmiş, 3-5 yıl öncenin yazıları “her anlamda yeniden düzenlenerek” ara sayfalara serpiştirilmeye başlanmıştı… Gariptir, evrenin var oluşu, genetik bilimi, evrim teorisi temalı neredeyse hiç bir yazı yayınlamaz olmuştu Bilim ve Teknik’te… Dergi hızla değişmeye ve başka bir şeye dönüşmeye başlamıştı sanki… İçerik artık ne heyecan vericiydi, ne yeterince dolu, ne de samimi ve güvenilir! İnsanların altına afili şekilde utanmadan kendi imzaları attıkları yazıların pek çoğu, yalan yanlış çevirilerden ve populer bilim asparagaslarından oluşuyordu… Dünya hızla değişirken, internet sayesinde bilginin paylaşımı “hiç bir yüzyılda olmadığı kadar” artmışken, Türkiye’nin belki de açık ara en kaliteli yayını olan dergi “en masum tabirle” günden güne kalitesizleştirilmekte, bilinçli olarak geri bırakılmakta, kısaca yok edilmeye çalışılmaktaydı sanki!… Önce bir kaç ayda bir almaya başladım dergiyi, sonra neredeyse tamamen bıraktım ama bir süre daha TÜBİTAK kitaplarını almaya devam ettim ve en sonunda hem dergi hem de TÜBİTAK ile olan ilişkimizi tamamen koparıverdim, bir daha yolumuz kesişmeyesecesine!

Unutulmayan ilk sevgili gibiydi benim için Bilim ve Teknik dergisi ve TÜBİTAK da o sevgilinin eviydi adeta; kutsaldı, özeldi, saygıdeğerdi…
Geçen yıllar içerisinde nedeni ve nasılı bol sorular sorduğum oldu “neden Bilim ve Teknik okumaktan vazgeçtiğime ve dergiyi artık itici bulduğuma dair”

Her seferinde hafızamı biraz zorlayınca yakın tarihimizde yaşanmış bir kaç olay geliverdi aklıma…içim ezildi, midem bulandı bazılarını hatırladıkça…zira hiç de sebepsiz değilmiş aslımda aramıza giren bütün bu soğukluk mevzusu!

Yakın tarihte yaşananları, aklımda kalan gazete manşetleri ile desteklemek gerekirse;

<spoiler>

TÜBİT-AK: “Tapeler montaj!”
TUBIT-AK’tan skandal evrim kararı!
TÜBİT-AK’da fişleme skandalı
Başbakanlık ofisinde çıkan böcek raporunda tahribat!
Talihsiz dahi: TÜBİT-AK, sen yapamazsın dedi, matematik dahisi genci yarışmadan eledi!
Soma’da TUBİT-AK Robotu neden kullanılmadı!

…vs…vs

<spoiler>

Ne güzel kurumumuzdun sen ey TÜBİTAK! …seni aldılar, değiştirdiler…seni çaldılar bizden!

 

 

Sayfalar:«1...14151617181920...28»