Hırsız var, susasım yok. Korkum var, yazasım yok!
Bahar çalıntısı bir pazar, sabahın taa körü…şehrin en sessiz ve keyifli zamanı…ilk vapurun sirenini duyar duymaz atıyorum kendimi yollara…hava biraz serin, hafif sisli…bol nemli!…cumartesi kopkoplarının etkisiyle herkes yatakta…sokaklar bomboş…Besiktaş’ın en güzel manzaralı ama en kötü kahvaltıcısı gene kapalı…batıvermese bari! Alıyorum sandviçi, çayı, istikamet sahil; marş…marş! güzel…banklar bomboş..Sadece güvercinler var etrafta, bir de mutasyona uğramış karbonhidrat düşkünü martılar…okuyorum, dinliyorum…izliyorum etrafı. Tek tük seçim pankartları ve çirkin telefon kulübeleri dışında sıradışı bir şey yok gibi… Kısa süre sonra adını kez duyduğumuz adayların, milyonlarca kez farklı ağızlardan duyduğumuz aynı seçim vaatleriyle dolu bir sürecin başlayacağı geliyor aklıma irkiliyorum! Hele o seçim otobüslerinden yükselecek şarkılar, türküler seçim konuşmaları!? Dombıra…dombıra..dombıra…grrr!
Derken bir şey dikkatimi çekiyor pankartlara dair..hepsi aynı partinin adayına ait ve takdir edilecek muntazamlıkta asılmış…garip! Tüm yaya geçitleri ve elektrik direklerin göz hizasında, Beşiktaş’a dair gerçekleri içeren sloganlar mevcut…başarılı…gece boyunca iyi çalışılmış belli!
Dikkatimi çeken sloganların bazıları;
- Sokak hayvanları var… bakım merkezi yok!
- Sahilim var…keyfim yok
- Hastam var…hastanem yok!
- Yürümek istiyorum…kaldırım yok!
- Oynamak istiyorum…parkım yok!
- Arabam var…otopark yok!
…güzel demişsiniz de sn. başkan adayı, farkında mısınız acaba, bu memlekette;
- Rüşvet var…cezası yok!
- Mağdur var..suçlu yok!
- Bol siyasetçi var…adam olanı yok!
- Hırsız var…adalet yok!
Kısacası; …yalan çok., dolan çok…benden size oy yok!